Saray’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 103. yıldönümü düzenlenen tören ve etkinliklerle büyük bir coşku ile kutlandı.

ATA’YA ÇELENK SUNULDU
Saray’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 103.yıldönümü törenle kutlandı. 1 Kasım Cumartesi günü saat 10.00’da Atatürk Alanı’nda çelenk sunumuyla başlayan tören saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile devam etti. Atatürk Alanı’nda gerçekleşen çelenk törenine Tekirdağ Vali Yardımcısı Musa Aydemir, Saray Belediye Başkanı Abdül Taşyasan, Saray Garnizon Komutanı V. Piyade Oğuz Doğan, Saray Belediye Başkan Yardımcıları Özgür Cari, Sertaç Akgül, Muratlı Belediye Başkanı Varol Türel, siyasi parti ve STK temsilcileri, Muharip Gaziler, kaymakamlık daire amirleri, okul müdürleri, öğretmenler, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.
BÜYÜKYONCALI’DA KURTULUŞ TÖRENLE KUTLANDI
Çelenk töreninin ardından kutlama programı saat 11.00’de Büyükyoncalı’da devam etti. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan program Saray Belediye Başkanı Abdül Taşyasan’ın günün anlam ve önemini belirten konuşmasıyla devam etti. Başkan Taşyasan konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Bugün burada…
Sadece bir kurtuluşu değil,
Bir direnişi, bir onuru,
Bir yeniden doğuşu kutluyoruz.

Büyükyoncalı…
Trakya’nın yüreğinde…
Acıyı da umudu da aynı toprakta yoğurmuş bir köydür.

Osmanlı-Rus Harbi’nde,
Balkan Savaşları’nda,
ve 1922’de Yunan işgalinde…
defalarca sınanmış ama hiç diz çökmemiştir.

Göçler görmüş, ayrılıklar yaşamış,
ama ne olursa olsun,
Mustafa Kemal’in yolundan,
“ya istiklal ya ölüm” inancından asla vazgeçmemiştir!

ve o acı dolu 12 Eylül sabahı…
15 yaşını doldurmuş her erkek…
karakola çağrıldı.

Çocuklar… babalar… dedeler…
tam 310 kişi…
tarihi okul bahçesinde toplandı.

Ertesi gün,
Çerkezköy Tren İstasyonu’ndan başlayan sürgün yolu,
Dedeağaç Limanı’ndan Milos Adası’na uzandı.

açlık, hastalık, umutsuzluk...
ve o yolculuktan sadece 153 kişi dönebildi.

Bugün biz, sadece kurtuluşumuzu değil,
Milos’ta kalan 157 canımızı da anıyoruz.

ruhları şad olsun.

asıl kurtuluş,
onların geri döndüğü gündü.
toprağına, evine, birbirine yeniden kavuştuğu o gün…

Bu yüzden 1 Kasım, sadece bir tarih değil;
bir milletin yeniden doğduğu gündür!

11 Ekim 1922’de Mudanya Ateşkesi imzalandığında,
zaferin müjdesi Trakya’ya ulaştı.
ve o büyük ordunun ayak sesleri
Büyükyoncalı topraklarında yankılandığında,
gökyüzü bile bir başka aydınlandı.

O günün sevinci,
bugün hâlâ yüreklerimizde.
çünkü biz, atalarımızın “direniş” dediği mirası,
“barış, kardeşlik ve cumhuriyet” olarak yaşatıyoruz!

Değerli hemşehrilerim…
bugün 103. yılına ulaştığımız bu destan,
bize bir sorumluluk yüklüyor.

Bizler bu topraklarda
hem Cumhuriyet’e hem de onun temellerine sahip çıkacağız!

Büyükyoncalı’nın geçmişinde sabır, dayanışma ve onur vardı;
geleceğinde birlik, üretim ve umut olacak!

Bu duygu ve düşüncelerle başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere,
tüm silah arkadaşlarını, tüm şehit ve gazilerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum.”
BAŞKAN TAŞYASAN: “1 KASIM BAĞIMSIZLIK IŞIĞININ SONSUZA DEK YANDIĞI GÜNDÜR”
Büyükyoncalı’daki törenin ardından saat 14.00’de Saray Atatürk Kültür Merkezi önünde kutlama programı gerçekleştirildi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başlayan tören, Saray Belediye Başkanı Abdül Taşyasan'ın günün anlam ve önemini belirten konuşması ile devam etti.

Başkan Taşyasan, konuşmasında şunları ifade etti:
“Bugün, Saray’ın yeniden doğduğu, bağımsızlığın ışığının bu topraklarda sonsuza dek yandığı gündür. Bugün, 1 Kasım’dır. 103 yıl önce, bu bereketli topraklarda boyun eğmeyen, diz çökmeyen, inançla direnen bir halk vardı. Saray halkı, Atatürk’ün önderliğinde, “Ya istiklal ya ölüm!” diyerek ayağa kalktı. 'Vatanın bölünmez bütünlüğü söz konusuysa, gerisi teferruattır!' dedi. Ve kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla tek yürek oldu. Bu kararlılıkla Saray, işgalden zafere, zaferden Cumhuriyet'e yürüdü. Ama o zaferin bedeli ağırdı… Saray’ın kalbinde, Büyükyoncalı’nın acısı hâlâ yankılanır. İşgalin karanlık günlerinde, Saray’dan ve Büyükyoncalı’dan tam 310 yiğidimiz tren vagonlarına dolduruldu, Ege’nin ötesindeki Milos Adası’na esir olarak götürüldü. O yol, açlığın, soğuğun, işkencenin yoluydu. Ve o 310 candan yalnızca 158’i evine dönebildi. 152’si, bir daha geri dönemedi… Biz bugün o acıyı unutmamak, o kahramanları unutmamak için buradayız. Çünkü o 152 Saraylının her biri, bu topraklara özgürlüğü, onuru, vatan sevgisini kazıdı. Saray’ın rüzgârında hâlâ onların nefesi vardır. Toprağımızda onların alın teri, gözyaşı, duası vardır. Ve biz biliyoruz ki; bu vatan bize sadece miras değil, emanettir! Biz, o emaneti onurla taşıyan bir halkız. Biz, Saraylıyız! Ve biz, Atatürk’ün Cumhuriyeti’ne gönülden bağlıyız! Bugün, 103 yıl önceki o inancı yeniden hatırlıyoruz. O inanç diyor ki: “Birlik olursak, hiçbir güç bu milleti yıkamaz!” Ve biz, o birlikten, o inançtan güç alıyoruz. Çünkü biz, Saray’ız! Direnişin, cesaretin, onurun adıyız! Bu duygu ve düşüncelerle; başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, vatan uğruna can veren tüm şehitlerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum. Saray’ımızın düşman işgalinden kurtuluşunun 103. yılı kutlu olsun! Yaşasın Saray! Yaşasın bağımsızlık! Yaşasın Cumhuriyet!"
KURTULUŞ GÖSTERİSİ TÜYLERİ DİKEN DİKEN ETTİ
Başkan Taşyasan'ın konuşmasının ardından halk oyunları ve şiir dinletileri gerçekleştirildi. Törenin devamında, Mustafa Kemal Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi tarafından hazırlanan "Çanakkale’den İzmir’e, İzmir’den Saray’a Kurtuluş Mücadelesi" temalı temsili kurtuluş gösterisi sergilendi.

Edebiyat öğretmenleri Pınar Çarçula ve Hatice Dilek Kaçar’ın sunumuyla gerçekleşen gösteri, Elektrik-Elektronik Alan Şefi Kaya Bayraktar ve Fizik Öğretmeni Sema Birgül Bayraktar’ın yönetiminde, okul öğrencilerinin ve halktan kişilerin katılımıyla sahnelendi. Gösteride Mustafa Kemal Atatürk’ü Rehberlik Öğretmeni Fatih Altıntop canlandırdı.

Gösterinin ilk bölümünde Çanakkale Savaşı, 15’lilerin öyküsü ve Seyit Onbaşı’nın topu atma sahnesi canlandırıldı. Özellikle Kanlı Sırt şehitlerine saygı amacıyla üç teyzenin gönülden katılımıyla sergilenen sahne, törende duygu seline neden oldu. Dönemin kıyafetleri ve dekorları, izleyicileri savaş yıllarına götürdü.

İkinci kısımda ise İzmir’in düşmandan temizlenmesi konu alındı. Hasan Tahsin’in ilk kurşunu atması ve Halide Edip Adıvar’ın (Okulun 11/A sınıfı öğrencisi Esma Selin Yaman tarafından canlandırıldı) Kuvâ-yi Milliye ruhunu yansıtan kürsü konuşması büyük alkış aldı. Atatürk’ün "İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!" ve "İzmir’e artık hiçbir düşman girmeyecektir" sözlerinin canlandırıldığı sahneler coşkuyu artırdı. Gösterinin finalinde Kaya Bayraktar’ın zeybek performansı renk katarken, hep bir ağızdan söylenen İzmir Marşı, Alay Marşı ve Çanakkale Türküleri izleyenleri etkiledi.

Program, temsili kurtuluş bayrağının küçük bir kız çocuğu tarafından teslim edilmesi, törene katılan teyzelerin kurtuluş beratını idari erkâna vermesi ve halka “Kurtuluş Gazetesi” dağıtılmasıyla devam etti. 1 Kasım Kurtuluş Bayramı programı, görkemli geçit töreninin ardından sona erdi.