SARAY TARİHİ

Saray’ın eski bir yerleşme merkezi olduğu, Güneşkaya (Güneşli) mevkisindeki tarihî kalıntılardan anlaşılmaktadır.

Tekirdağ ilindeki en eski yerleşme bölgelerinden Saray ilçesi sınırları içindeki Güneşkaya ve Güngörmez mağaralarında Paleolitik (Eski Taş Devri) ve Kalkolitik yerleşme izlerine rastlanmıştır.

İlçe, Bizans döneminde küçük bir yerleşme birimi olmasına rağmen Osmanlılar döneminde ise Istıranca Dağlarının güney eteklerini izleyerek ikinci başkenti Edirne’yi İstanbul’a bağlayan yol üzerinde yer almasından önem kazanmıştır.

Cengiz Han’ın soyundan gelen Kırım Hanları 18. yüzyılda bu bölgede özellikle de Saray dolaylarında sürgün hayatı yaşamışlardır. Bugün, Saray Ayaz Paşa Camii avlusunda gömülü olan Kırım Hanları şunlardır:

ll. Devlet Giray Han : öl. 1725

ll. Fetih Giray Han : öl. 1746

İslam Giray Sultan : öl. 1742

lll. Selim Giray Han : öl. 1785

lV. Devlet Giray Han : öl. 1780

Şahbaz Giray Han : öl. 1792

Saray, Fatih döneminden 19. yüzyılın sonlarına kadar Edirne Vilayeti Kırkkilise (Kırklareli) Sancağı’nın Vize kazasına bağlı bir nahiye olarak yönetilmiş. 1916’da Kırkkilise sancağına bağlı bir kaza merkezi olmuştur.

Millî mücadele sırasında bütün bölge ile birlikte Yunan işgaline uğramıştır. 1920’de başlayan bu işgal Mudanya Mütarekesi ile 15 Ekim 1922’de İtalyanlara teslim edilen Saray, 1 Kasım 1922’de Yunan işgalinden kurtulmuştur.

Tarihi kültürel ve arkeolojik değerler

Saray’daki Ayas Paşa Camii

Saray’ın eski bir yerleşim merkezi olması ve yine Eski Edirne-İstanbul yolu üzerinde olması ilçenin önemini arttırmıştır. Saray ilçesinde tarihi ve kültürel değerlerin varlığı da dikkati çeker.

Güneşkaya: Saray ilçesinin 2 km. batısındadır. Eski bir yerleşim merkezi olan bu alanda mağaralar ve tarihi kalıntılar vardır. İlin en eski yerleşim merkezi burasıdır. Yapılan yüzey araştırmalarında MÖ 5000- 3000 Kalkolitik Çağ buluntularına rastlanmıştır.

Güngörmez Mağaraları: Güngörmez karayolunun 3. km’sinde Saray’ın güneyinden geçen Galata deresinin dik yamaçlarında yer alırlar MÖ 5000-3000 kalkolitik çağ buluntularına rastlanmıştır.

Bizans Su Yolları: Vize’den gelerek Ergene deresi su kaynaklarından beslenerek vadilerde kemerli su köprüleri inşa edilerek İstanbul’a kadar giden antik su yolları Saray çevresinden geçmektedir.

Ayas Paşa Camii: Sadrazam Ayas Mehmet Paşa (1536-1539) tarafından 1539’da yaptırılmıştır. Kesme taştan yapılmıştır. Tek şerefeli ve silindirik gövdeli bir minaresi vardır. Yapı, tek kubbeli ana mekân ile son cemaat mahfelinden ibarettir.

Ayas Paşa Hamamı: Sadrazam Ayas Mehmet Paşa’nın yaptırdığı külliyenin hamamıdır. Ayas Paşa Cami’nin yanında yer alır. Cami ve hamam ilçede bulunan tek Osmanlı Devri mimari eseridir.

Kültür

Saray ilçesi 1.Viyana Seferi esnasında Kanuni Sultan Süleyman tarafından kullanılan Avyolu güzergâhı üzerindedir. Bu güzergâh günümüzde yeniden keşfedilerek Sultanlar Yolu ismiyle doğa, kültür ve tarih sevenlerin kullanımına açılmıştır. Sultanlar Yolu işaretlemeleri Saray içinde ve çevresinde Sultanlar yolunu yeniden keşfeden Sedat Çakır tarafından yapılmıştır. Sultanlar Yolu ViyanaSimmering‘ den İstanbul Süleymaniye camii ve Topkapı Sarayı’na kadar uzanan 2133 kilometrelik bir yoldur.

Günümüzde Saray

Çorlu ve Çerkezköy gibi endüstrileşmiş ilçelere komşu olması ve nispeten bu iki ilçeye göre büyük şehirlere uzaklığından dolayı fazla gelişememiştir. Halk Pazarı günleri Çarşambadır. Saray’da Trakyanın çeşitli bölgelerinden ve Bulgaristan‘dan getirilen çeşitli sebzeler ve şarap türleri bulabilirsiniz. Çerkezköy ve Vize‘ye 30, Çorlu‘ya 60, İstanbul‘a ise 2 saatlik mesafededir. Saray yeşil alanlardandır. Birçok sanatçının burada yazlık türünde evleri vardır: (Bülent Ersoy, Orhan Gencebay, İsmail YK). Saray’da dört ilköğretim okulu (Atatürk İlköğretim Okulu, Cumhuriyet İlköğretim Okulu, Mehmet Uygun İlköğretim Okulu, 75. Yıl İlköğretim Okulu), üç devlet lisesi (Ali Naki Erenyol Lisesi ANEL, Mesleki Teknik Eğitim Merkezi METEM, Mustafa-Elmas Arıcı Anadolu Lisesi MEAAL), bir özel lise (Özel Saray Anadolu Lisesi ÖSAL ) vardır. Saray ilçe merkezinde okur-yazar oranı 2000 itibarıyla % 94.63’tür.[kaynak belirtilmeli]

Belediye başkanı Özgen Erkiş’tir [2]

İdari yapı ve nüfus

YılToplamŞehirKır
1940[3]30.6334.53626.097
1945[4]28.7303.48625.244
1950[5]32.0113.84028.171
1955[6]32.0584.00728.051
1960[7]22.5515.30917.242
1965[8]23.2516.18317.068
1970[9]23.9047.52616.378
1975[10]24.2958.22016.075
1980[11]27.20610.10117.105
1985[12]29.60911.83117.778
1990[13]33.71613.03820.678
2000[14]41.21717.76923.448
2007[15]44.54020.31224.228
2008[16]45.63921.24324.396
2009[17]46.32221.78424.538
2010[18]46.35122.31524.036
2011[19]46.73923.08523.654
2012[20]46.99923.93823.061
2013[21]47.17147.171veri yok
2014[22]47.52247.522veri yok
2015[23]48.27248.272veri yok
2016[23]48.83448.834veri yok
2017[23]49.18049.180veri yok
2018[23]49.10649.106veri yok
2019[23]49.60549.605veri yok
2020[23]50.24850.248veri yok

Not: Büyükşehir yasası nedeniyle köyler mahalle statüsüne geçtiğinden 2013’ten itibaren kır nüfusu tabloda yer almamıştır.

Saray ilçesi idari yapı olarak 4 mahalle, (Ayazpaşa, Kemal Paşa, Pazarcık, Yenimahalle) 2 belde, (Beyazköy, Büyükyoncalı ) ve 19 köyden oluşmaktadır.

Köyleri şunlardır;

Mahalli idareler

Saray ilçesinde biri ilçe merkezi ikisi belde merkezinde (Beyazköy, Büyükyoncalı) olmak üzere 3 belediye teşkilatı vardır. ilçede 15 ilköğretim okulunda 5110 öğrenci eğitim görmektedir. 1 Yüksekokul, 1 Genel Lise, Genel Lise bünyesinde 1 süper lise, 1 Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezi, 1 Anadolu Lisesi ve Büyükyoncalı kasabasında Çok Programlı Lise ile birlikte ilçede 5 lise bulunmaktadır. Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezi’nde Bilgisayar, Elektrik, Makine, Ressamlığı, Metal İşleri, Mobilya Dekorasyon, Çocuk Gelişimi ve Tekstil Konfeksiyon bölümleri bulunmaktadır.

İlçede okul öncesi eğitimde 19, ilköğretimde 15 okul vardır.

Taşımalı ilköğretimde 5 merkez okul, 14 taşınan okul vardır. İlçede Halk Eğitimi Merkezi 1980-1981 Eğitim yılında faaliyete geçmiştir. Mesleki kursların yanında sosyal faaliyetlere de yer vermekte olan merkezde bugüne kadar 170 kurs açılmış olup, toplam 3341 kursiyere belge verilmiştir.

Turizm

Saray ilçesinin turizm açısından önemi Tekirdağ ilinin Karadeniz’e açılan tek kapısı olması ve bunun yanında Istıranca Dağlarının bir bölümünün ilçe sınırları içerisinde bulunmasıdır.

Eski adıyla Kastro, şimdiki ismiyle Çamlıkoy Trakya’nın Bahçeköy deresinin Karadeniz’e döküldüğü küçük koy 2.5 km kumsalıyla, Saray’ın sahil şerididir. Yıldız Dağları ormanları ve Karadeniz’i bir arada barındıran Çamlıkoy turizm merkezlerinden biridir.

Saray’dan Çamlıkoy’a kadar olan yol güzergâhı da Yıldız Dağlarından (ormanlarından) geçer. Güzergahta yapılan dağ evleri, nehir boylarındaki mesire yerleri ilgi çekicidir. Kastro yöresindeki 329 hektarlık karaçam ormanı 18 Nisan 1988 tarihinde Doğayı Koruma Alanı (Millî Park) olarak tanımlanmıştır.

Orman İşletmesi tarafından piknik ve dinlenme yeri olarak düzenlenen bu alanda bazı hizmet tesisleri ve konaklama yerleri vardır. Aynı yerde dinlenmek, kayık gezintisi yapmak ve denize girmek mümkündür. Bu doğal plaj, ilçeye 27 km uzaklıktadır.

Kültür

Saray ilçesi 1.Viyana Seferi esnasında Kanuni Sultan Süleyman tarafından kullanılan sefer yolu güzergâhı üzerindedir. Bu güzergâh günümüzde yeniden keşfedilerek Sultanlar yolu ismiyle kullanımına açılmıştır. Sultanlar Yolu işaretlemeleri Saray içinde ve çevresinde Sultanlar yolunu yeniden keşfeden Sedat Çakır tarafından yapılmıştır. Sultanlar Yolu ViyanaSimmering‘ den İstanbul Süleymaniye camii ve Topkapı Sarayı’na kadar uzanan 2133 kilometrelik bir yoldur.

Ulaşım

Tekirdağ’ın Karadeniz’e açılan tek kapısı durumundaki Saray; Istıranca dağlarının güney eteklerinden geçen İstanbul – Kırklareli yolu üzerindedir. İl merkezine Çorlu-Çerkezköy ilçeleri üzerinden 81 km, Muratlı ilçesi – Vakıflar kavşağı üzerinden 78 km’dir.

Ayrıca;

Osmanlı’dan Önce :

Saray’ın eski bir yerleşme merkezi olduğu, Güneşkaya (Güneşli) mevkiindeki tarihi kalıntılardan anlaşılmaktadır. Saray ilçesi sınırları içindeki Güneşkaya ve ve Güngörmez mağaralarında Kalkolitik Çağ (M.Ö. 5000-3000) buluntularına rastlanmıştır. Bu mağaralarda kazı yapılması halinde Paleolitik (Eski Taş Devri) çağına ait buluntulara rastlanması olasıdır. Bu yönüyle Saray’ın Tekirdağ ilindeki en eski yerleşim bölgelerinden birisi olduğu anlaşılmaktadır.

Saray’ın tarihi, Trakya tarihinin ayrılmaz bir parçasıdır. Trakya’nın tarihine baktığımızda, bölgede yerleşik ilk kavim olarak Trakların yaşadığı bilinmektedir. Traklar, Hint – Avrupa kökenli bir kavimdir. M.Ö. 4000 – 2000 yılları arasında Anadolu’dan gelen Traklar tas ve maden kültürünü Trakya’ya getirmişlerdir. İlk dönemlerinde ilkel kabileler topluluğu olarak görülen Traklar, zamanla kaynaşarak güçlü topluluklar oluşturmuşlar ve kendi kültürlerini oluşturmuşlardır. Yunanlıların Ege, Marmara ve Karadeniz’de egemenlik kurmak istemeleri ve kıyılara çıkmaları, Traklar da ‘Yurt’ kavramı oluşmasını sağlamış bunun sonucunda Yunanlı kolonilerle şiddetli çatışmalara girmişlerdir.

M.Ö. 514-513 yıllarında Pers Kralı Dareus’un İskit seferinden sonra Trakya Pers egemenliğine girmiştir. Bu egemenlik M.Ö. 478-477’de Atina’nın Pers tehlikesine karşı kurduğu Attika-Delos deniz birliğinin Persler’i Trakya’dan temizlemesine kadar devam etmiştir. M.Ö. 342 yılında Makedonya Kralı II. Philip Trakya’yı topraklarına katarak Odryus krallığını kendisine bağlamış, İskender’in ölümünden sonra Trakya Lysimakhos’un egemenliğine girmiştir. M.S. 19. da Roma İmparatoru Tiberius’un Trakya’ya bir vali göndermesiyle başlayan gelişmeler, M.S. 46 yılında İmparator Claudius’un Trakya’da Roma eyaletini kurmasıyla sonuçlanmış ve Trakya uzun yıllar Roma hâkimiyetinde kalmıştır.

Saray İlçesi’nin bugünkü yerleşim biriminin Bizans döneminde kurulduğu düşünülmektedir. İlçe, Bizans döneminde küçük bir yerleşme birimiydi.

M.Ö. 525 tarihinde Pers Hükümdarlarından Keyhüsrev’in oğlu Keykavus (Kambiz), Ordusunu Bakak Soyhan komutasında Trakya’ya göndermiştir. Bakak Soyhan, ordusu ile Saray civarındaki Bahçeköy’e yerleşmiştir. Köy yakınında Sunolar isimli bir kasaba inşa ettirmiştir. Rivayete göre oğlu Mirza Demirhan için Istranca eteklerinde bir saray yaptırmıştır. İlçemizin adının da bu saraydan geldiği sanılmaktadır.

Osmanlı Dönemi: Uzun süre Bizans egemenliğinde kaldıktan sonra 1362 tarihinde, Osmanlı topraklarına katılmıştır.

Osmanlılar döneminde ise Istrancaların güney eteklerini izleyerek iki başkenti Edirne’yi İstanbul’a bağlayan yol üzerinde yer almasından önem kazanmıştır.Cengiz Han’ın soyundan gelen Kırım Hanları 18. Yüzyılda bu bölgede özellikle de Saray dolaylarında sürgün hayat yaşamışlardır. Bugün Saray Ayaz Paşa Camii avlusunda gömülü olan II. Devlet Giray Han (ölümü 1725), II. Fetih Giray Han(ölümü 1746), İslam Giray Sultan(ölümü 1742), Arslan Giray Han (ölümü 1767), III. Selim Giray Han(ölümü1785), IV. Devlet Giray Han(ölümü 1780) ve Şahbaz Giray Han(ölümü 1792) sürgün hayatı sonucunda burada defnedilen Kırım Hanlarıdır.

Saray, Fatih döneminden 19. Yüzyılın sonlarına kadar Edirne Vilayeti Kırkkilise (Kırklareli) Sancağı’nın Vize kazasına bağlı bir nahiye olarak yönetilmiş. 1916’da Kırkkilise sancağına bağlı bir kaza merkezi olmuştur.

Milli mücadele sırasında bütün bölge ile birlikte Yunan işgaline uğramıştır. 1920′ de başlayan bu işgal, Mudanya Mütarekesi ile Saray’ın 15 Ekim 1922 ‘de İtalyanlara teslim edilmesi sonucu 30 Ekim 1922’de sona ermiştir..

Cumhuriyet dönemi : Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk 18 Ağustos 1937 de Trakya Manevraları sırasında İlçemizi onurlandırmıştır. Ziyaretin anısına 1981 yılında anıt yaptırılmıştır.

Cumhuriyet döneminde Tekirdağ’a bağlanan Saray, bu dönemde hem huzur ve sükun bulmuş hem de kalkınma hamlesiyle iç göç alan, güzel yurdumuzun müstesna bir bölgesi haline gelmiştir. Saray’ın yerleşim merkezi olarak ilk kuruluşu hakkında kesin bilgiler yoktur.